Yargılamak

 Yargılamak....Her insan doğası gereği kendi zaafları, kendine has tavırları ve duyguları vardır. Bunlar kişiliğini oluşturan , kendine özel bir durum oluşturur. Her kişinin bedensel ve ruhsal farklılıkları vardır. Kişi kendine münhasır yaratılmıştır. Sen' den başka sen yoksundur, teksindir. Bu yüzden bu tekliğin içinde sen ve hayatın var. Hayatını etkileyen en önemli faktör sensindir.

Senin durumların, tavırların, bakış açın ve olaylara verdiğin tepkiler seni yaratır ve seni oluşturur. Sen tekliğin içinde yaratılmış koca bir dünyasın. Seni anlatmak için her bir durumuna , haline, tavrına bakmak gerekir. Bu sayede seni belki bir nebzede olsa anlatabiliriz.

Kimsenin kimseyi anlamaya çalışmadığı bir dünya sisteminde yaşıyoruz. Karşıdan bakarak yorum yaptığımız bu kişilerin iç dünyalarında neler olup bittiğini görebilseydik uzaktan yargılamayı bırakıp , onu anlamaya çalışır ve ona destek olmak için  mesafeler koymazdık.  Böylesine bir eleştiri dünyasında karşıdan bakıpta, şöyle yorumlar yapmaya ne dersiniz?

Seni seviyorum, seni anlıyorum, seni tanıyorum, seni sen olduğun için onaylıyorum. Yaptığın herşey seni yansıtıyor. İçinde olup bitenler seni anlatıyor. Hal ve tavırlarını çok iyi anlıyorum. Seni sonuna kadar destekliyorum. Biliyorum ki kimse kendine yakışmayanı yapmaz. Yapıyorsa da onun yaşaması ve öğrenmesi gereken hayat dersleri vardır. Çünkü bazı şeyler yaşanmadan anlaşılmaz. Anlaşılır olmanın tek kuralı alınan derslerin hayata geçirilmesidir. Geçirilmediği sürece dersleri tekrar tekrar yaşamak ve anlayana kadar bu sınavı geçmek gerekir.

İnsanoğlu dışarıda gördüklerini çok çabuk harcayabilir. Onu eleştirerek onun gıyabında konuşabilir. Fakat bilmez ki o konuştuğu kişinin hayat hikayesinde alması gereken dersleri olduğunu.

İşte bu nedenle yargılama huyundan vazgeçtigimizde herkes ve herşey çok güzel olur. Çünkü yaşanılan herşey kişinin tekamül yolculuğunun bir parçasıdır. Bu nedenle tekamülümüzü daha temiz ve aydınlık halde gerçekleştirmek istiyorsak kimseyi ama hiç kimseyi yargılamamak ve onun gıyabında konuşmamak en doğrusu olacaktır. Konuştuğunuz herşey gün gelir sizi bulur ve size şu soruyu sordurur. Ben nerede hata yaptım?

Bu hatayı bulmanız için kendinizi yargılamadan önce tekamülüm için yaşamam gereken duygu ve düşünce yapımı daha olumlu ve ılımlı nasıl oluşturabilir ve nasıl hayatıma uyumlayabilirim?

İşte bu sorularla hareket ettiğimizde ortaya çıkan sonuç bizi yargıdan uzaklaştırarak, yargısiz yaşamanın keyfini sürmek ve bu keyifle birlikte güzel ve anlamlı yaşamak her birimize verilmiş bir haktır. O zaman yargıdan vazgeçip onaylamak herkese iyi gelecektir. Çünkü onayladığın her bir davranış ne olursa olsun seni yüceltmek için sana verilmiş en güzel hediyedir. Onaylamak her durumu ve duyguyu onaylamak kişinin bedensel yüklerini hafifleterek , daha sakin ve dingin bir hayata hazırlar. Hazır mısınız...hadi o zaman önce kendimizi  sonra çevremizi yargılamayı bırakalım. Bırakalım ki herkes özgürleşsin. Çünkü sen onu yargılarken akıttığın negatif enerji gidip onu bulur ve ona yansır.  Bu yüzden enerjini güzel görmek için güzelliklere ve olumluluğa akıt. İşte o zaman hem senin , hem de yargıladığın kişinin hayatı özgürleşecek. Bırakalım gitsin yargılar, gelsin özgürlük...